OYUNCAK SEÇİMİNİN ÖNEMİ


 
 
    Günümüzde sokakta oyun oynama devri kapandığından çocukların yaşıtları ile oynama fırsatı azaldı. Dolayısıyla çocuklar daha çok evde oyuncaklarıyla oynuyor. Çocuklarımızın arkadaşlarını seçtiğimiz gibi oyuncaklarını da seçmemizin çocuğun gelişimi için son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.

   Oyuncak seçerken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. Bu yazıda bunları anlatmaya çalışacağız. Ama unutulmamalı ki kategorize edilmiş hiçbir liste tam ve kesin değildir. Oyuncak seçimi çocuktan çocuğa değişiklik gösterir. Kimi çocuklar sevdiği oyuncakla oynamaya yaşları ilerlese de devam eder. Bazı çocuklar ise büyük kardeşleri olduğu için büyük çocuklar için tasarlanmış oyuncaklarla daha erken yaşlarda tanışır ve yaşından önce oynamaya başlar. Çocuğun yaşı ilerledikçe oyuncak seçimi ve zevkleri belirginleşecek ve kendi oyuncağını seçmeye başlayacaktır.
 

“Oyuncak alırken kendinize sorun;

   Oyuncağın renkleri uyumlu mu? Oranları zevkli mi? Çocukları gerçekten düşünen biri tarafından dizayn edilmişe benziyor mu, yoksa sadece yürüyen bant üzerinde parçaları takılarak yapılan bir teknoloji ürünü mü? 

   Materyallerinde, formunda ve yüzeylerinde bir estetik var mı yoksa sadece şirinmiş gibi mi duruyor.

   Oyuncak bir figür ya da bebekse, ifadesi iyiliksever ve güven verici mi yoksa bir maske havası veren bir yüze mi sahip?”  ( Çocuğunuzun Ruhsal Eğitimi, Ege Meta Yayınları,  David Carroll)

Oyuncağın Görünüşü

   Oyuncağın görünüşünün çocuğun ruhunda benzer bir etki bırakacağını unutmayın.

   “Hannah, küçükken sevdiği bir bebeğin duyguları üzerinde kritik bir tesir yaptığını hatırlamaktadır. “ Missouri’de geçen çocukluğumda çevrendeki herkeste siyah derili insanlara karşı azımsanmayacak bir ön yargı vardı. Bu her yerde hissedilirdi.” diye anlatıyor. “ O sıralarda ‘Amos ve Andy’ adlı bir radyo programı çok popüler olmuştu ve bir oyuncak firması Amos’u çağrıştıran Amosina adlı bir zenci bebek çıkardı. Anneme bana alsın diye yalvardım. Aylarca kadıncağızın başının etini yedim ve sonunda razı ettim.  Bebeği eve getirdiğimde onu hemen diğer bebeklerden daha çok sevmeye başladım. Onu yıllarca elimden düşürmedim. Başı birkaç yerden çatladığı, bir kolu ve saçlarının çoğu koptuğu halde, ben her gece Amosine ile uyuyor ve sırlarımı ona fısıldıyordum. Ayrıca ön yargılar ile boğulmuş bir çevrede, okuldaki çocuklarının çoğunun aksine, siyah derili insanlara karşı duyulan negatif hislerin hiçbirini beslemeden büyümeyi başardım. Bunun başlıca sebeplerinden biri, hala öyle olduğunu düşünüyorum, o küçük siyah bebeği o derece sevip üzerine titrememdir.” ( Çocuğunuzun Ruhsal Eğitimi, Ege Meta Yayınları,  David Carroll)

   Hannah’ın hatırasından anlattığı gibi oyuncaklar çocukların duygu dünyasında azımsanmayacak bir etkiye sahip.
   Bir oyuncağı, eğlendirici olması kadar çocukta oluşacak duygusallığı da değerlendirin. Çocukta ne çeşit hisler uyandıracak?  Tahripkârlık ve şiddet duygusu içermekte mi?
   Kısa bir zaman içinde çocuğun elinde dağılan, dayanıksız ve zevksiz bir düzine oyuncak yerine çocuk sağlığını tehdit etmeyen kaliteli, sağlam ve çocuğun hayal gücüne hitap edecek bir oyuncak tercih edin.  En yararlı oyuncaklar çocuğa yeni oyunlar ve tasarılar için ilham veren oyuncaklardır.

   Oyuncakların çocuklar için öğretici bir rolü olduğunu kabul etmekle birlikte,           “ eğitsel oyuncak ” fetişine kendinizi kaptırmayın. ‘Bu eğitici oyuncağı almazsam çocuğum diğer çocuklara yetişebilir mi’ diye kaygılanmayın. Bu kaygı, oyuncak markaları tarafından yıllardır pişirilip kotarılmış, ana babalara dayatılan bir pazarlama stratejisi olabilir.

   Eğitim sadece sayıları, renkleri, ülkeleri öğrenmek değildir. Eğitimi, çocuğun kendisini ve çevresini tanıması, arkadaşları ile iletişim kurabilmeyi öğrenmesi için bir süreç olarak kabul ettiğimiz zaman, öğrenme organik bir şekilde gelişir.

Basit Ve Az Olan, Karmaşık Ve Çok Olandan İyidir ( David Carroll)

   Çocukları kendi oyuncaklarını yapmaya cesaretlendirerek yönlendirin. Çocuğu, günlük eşyalardan oyuncak yapmaya teşvik edin.

   “Rudolf Steiner, bir oyuncağın saklanmayı hak etmesi için çocuğun hayal gücünde iz bırakması gerektiğini savunur. Steiner, yüz hatları tamamen belli olmayan bebeklerin en iyi oyuncak olduğunu iddia eder. Bütün istenen, gözlerinin yerine iki nokta, ağzı yerinede kıvrık bir çizgidir. Çocukların hayal güçleri eksik yüz hatlarını tamamlar, zihin gözüyle gözler, kulaklar, ağız oluşturur.  Bu şekilde algılama yetenekleri güçlenir ve genişler.

  Aynı şey bisiklet, at, araba gibi oyuncaklar için de geçerlidir. Bütün çamurluk çizgilerini, kapı kollarını gösteren parlak, plastik bir araba çocuğa heyecan verir, ama televizyon ve çizgi roman gibi, hayal gücüne fazla bir şey bırakmaz. Pencere ve tekerleklerin yerini ancak belli belirsiz gösteren, tahtadan basit bir araba daha iyidir. Bu noktadan itibaren çocuğun algılama yetenekleri devreye girecek ve bu nesneyi eski bir savaş arabası, bir kamyon, bir uzay aracı, ve sadece bir otomobil haline getirecektir. ” ( Çocuğunuzun Ruhsal Eğitimi, Ege Meta Yayınları, David Carroll)

Bırakın dünya çocukların oyuncağı olsun
 
 

   Evdeki birçok eşya oyuncağa dönüşebilir. Çocuğunuza küçük tül parçasından gelinlik duvağı yapmayı, yoğurt kaplarından kamyon ve çeşitli oyuncaklar oluşturmayı öğretin. Yaşını dikkate alarak renkli kumaşlardan, kullanılmayan boş karton kutulardan, mandallardan, makaralardan, kırılmayacak mutfak eşyalarından, hamurdan, su, toprak ve kumdan yararlanabilirsiniz. Bunların can sıkıcı olduğunu, çocuğa zor geleceğini ya da anne babayı oyalayacağını düşünmeyin.




 

C.S. Jennison’ın kısa şiirinde anlattığı gibi;
 Kızıma öyle bir bebek aldım ki,
Onu vermekten her ana baba övünç duyardı.
Oyuncağı açtı sevinç çığlıklarıyla,
… Fakat bütün gün, paketin ipiyle oynadı.
Bir ev yapmak istediğini söyledi
Ben de ona bir kutu tahta küp aldım.
Sanırım armağanım çok başarılıydı
… Kutusuyla evi yaptı!

   Yaşı uygun olan çocuklar için bakımını kendi yaptığı bir saksı çiçek ya da küçük bir akvaryum en iyi oyuncak olabilir.

   Siz ne yapıyorsanız çocuğa da aynı işin çocuk için uyarlanmış bir modelini yaptırabilirsiniz çocuğunuz bundan büyük mutluluk duyacaktır. Böylelikle hem eğlenecek hem de ileride size daha az gereksinim duyacaktır.

   Ağaç yapraklarının sallanmasını, çiçekleri koklamayı, yeni tatlar tatmayı çocukların ilgisini çekecek bir oyuna dönüştürün. Kitaplar, çocuk ninnileri, şarkıları, bilmeceler, tekerlemeler ve parmak oyunları da oyuncak sınıfından sayılabilir.

   Fakat dört – altı yaşından sonra çocuğun basit şeylerle oyalanmaya olan yatkınlığı azalır ve yerine yeni oyun malzemeleri ve yepyeni oyuncak arayışı başlar. Bundan sonra çocuğumuzun oyuncak tercihlerine dikkat etmeliyiz.  Ve bazı prensipler getirmeliyiz.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OYUNCAK ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Çocuk Ve Oyun